22 Haziran 2016 Çarşamba

CHANEL



6 Nisan 2016 Çarşamba

Mavi Özgürlüğü, rahatlığı ve sonsuzluğu temsil eder. Erkekliğin rengi olması olarakta bilinir. Sakinleşmek, rahatlamak ve güzellikleri anımsamak için kullanılır. Denizin sahip olduğu mavi renk bizi rahatlatır, huzur dolarız ve neşemiz yerine gelir. Dinlendirici özelliği sayesinde kafamızın rahat etmesini dahi sağlayabiliriz. Mavi açık tonlara ulaşması ile rahatlığı daha üst seviyelere çıkartır. Hafiften griye yakın renkler yalnızlık, soğukluk hissi yaratmaktadır.


RENKLERİN DİLİNDE : BEYAZ ______ İnsanlarda saflığı, güzelliği, iyiliği ve temizliği gösterir. Kendisini en rahat ve huzurlu hissedebileceği alanlardandır. Huzur verdiği gibi güven duygusunu tetikler. Hüzünlü olmanın ötesine geçerek rahatlamamıza yardımcı olur. Sağlığın simgesi olarak hastane ortamında daha yoğun kullanılır. Kullanıldığı renklerle birlikte kendisini güçlendirir, esnekliği ve güzelliği ortaya çıkartır. İnsanlarda saf, temiz, iyi niyet, uysal, hoş görülü ve sabır duygularını ortaya çıkartır.


RENKLERİN DİLİ : MOR ___ Rahatlatıcı, ilham veren, sanatsal düşüncelerin ortaya çıkması, hayal gücünü geliştiren renktir. İnsanların sanata olan ilgisini arttırır, çalışma alanlarını geliştirir. Zenginlik ve lüksün simgesi olmaktadır. Üzüntü, hüzün ve duyguların ön planda olmasını sağlayan değerlerdendir. İnsanların bilinçaltını etkileyen, düşünmelerinde kolaylık sağlar.


Leylak getiriyorsun bana güneşli bir gün Onu saçlarından topladığın belli Bir leylak bahçesisin karşımda Böyle kucağında kalsa daha iyi Bir vazoya bırakıp gidiyorsun sen gidiyorsun leylaklar kalıyor mu sanki Önce renkleri gidiyor arkandan Nesi varsa gidiyor soyunarak Her vazoya baktıkça karşımdasın ne tuhaf Her kokladıkça dönüp geliyorsun Düşünceler gibi filizleniyorsun gün geçtikçe Yaprak yaprak gelişiyorsun Leylak leylak bakıyorsun gözlerimin içine Ölümsüz bir mevsim oluyorsun. Rıfat Ilgaz


İnsanları asla yargılamayın ,çünkü onların ne yaşadığını ne hissettiğini asla anlayamazsınız ,insanların yaşamına birde siz ENGEL koymamalısınız .İnsan olmanın güzelliği onları anlamakla başlar .


2 Mart 2016 Çarşamba

21 Haz 2010 - Yazarı feray soydan _ TABİATIN DENGESİ _ Tabiatı, farkederek, görerek, tadarak yaşamak size gerçekten yaşadığınızı hissettirir. Şehrin gürültüsü, koşuşturmacası içersinde ilkbaharın gelişini kaçırabilirsiniz, hangi meyve ağacı ne renk çiçek açar, tomurcuklar nasıl gelişir veya hangi yapraklar sonbaharda önce altın rengine bürünür, sonra kızarır ve sonra da yere dökülür. Veya yağlıboya resim yaparken renkler size abartılı gelebilir, ama tabiata görerek baktığınızda, o abartılı dediğiniz renklerin hepsinin, tabiatın renkleri olduğunu, şaşırarak farkedersiniz. Kışın yağan kar, şehirde arabaların geçmesiyle bir çamur deryasına dönüşerek, size mutsuzluk verirken tabiatın içinde ayrı bir huzur ve dinginlik sağlar size.Tabiatı farkederek yaşadığınızda size mevsimlerin değişimini zaten kendisi hissettirir. Tabiatın içinde, ayrıca hayvanlarla da bütünleşirsiniz, korktuğunuz hayvanların aslında ne sevimli olduklarına şahid olursunuz. Mesela, bir örümcek ağını nasıl örer? Yakından incelediniz mi hiç? Bir mimar, mühendis titizliği ile ağını ördüğünü farkettiğimde henüz on yaşımı bitirmemiştim. En çok korktuğum hayvan olmasına rağmen, her bir santimi, nasıl ördüğünü korka korka incelemiştim. Geçen gün, karşı evin çatısında, anne karganın yavrularına uçma dersi verdiğine şahit olduk. Ama yavrulardan biri kanatlarını çırpamadı ve bizim bahçeye düştü. Düşer düşmez uçmaya çabaladı ama uçamadı, onu gören bir kedi, usulca yavruya yanaşmaya çalışınca biz panikle bahçeye çıkıp kediyi kovalamak istedik. Ama ne mümkün..Anne karga, dalın üzerinden bize pike yapmasıyla biz içeriye kendimizi zor attık. Anne karga dalın üzerinde.. kedi ağacın arkasında.. yavru karga yerde.. biz içeride...Ben panik halindeyim, kedi yavruyu yiyecek diye..Hemen bahçıvanı çağırdım. - Çabuk gel, kedi, yavru kargayı yiyecek, biz anne karga yüzünden yardım edemiyoruz. diye telefonda durumu özetledim. Bahçıvan, - Abla! Sen tabiatın işine karışmayacaksın, seni, dışarıya bırakmayan anne karga, kediye göz açtırır mı sanıyorsun..? Merak etme, tabiat kendi dengesini korur..dedi. Bir durakladım..Sonra çok doğru buldum..Hiç düşünmemiştim...Utandım.. Bizler,zaman içersinde onların doğal yaşamlarına girip, maalesef dengelerini bozduk. Önce onların tabii yaşam alanlarını bozup, beton yığınlarına dönüştürdük, sonra bu alanlar bizi sıkıştırdı, depresyona soktu, tekrar o alanları özler olduk..Ama ne yazık ki, bu alanlarda onlarla birlikte yaşamayı bilmiyoruz...